65+ Yaşlı Hakları Derneği Saha Ziyareti2 3-5 Mart 2023 Gaziantep – Hatay

  •  
  •  
  •  
  •  
  •   
  •  
  •  

65+ Yaşlı Hakları Derneği Saha Ziyareti-2

3-5 Mart 2023 

Gaziantep – Hatay

Giriş

Bu raporda Saha 2 kapsamında yapılan çalışmalar özetlenmektedir. Saha 2’nin amacı deprem bölgesindeki yaşlı nüfusun orta ve uzun vadedeki ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bölgede yerel ağlar geliştirilerek iş birliklerinin kurulması olmuştur. Rapor, 3 bölüme ayrılmakta olup öncelikle 1) Ekip bilgileri ve ekinin oluşum süreci, 2) Ekibin Sahadaki İyi Oluş Hali İçin Alınan Tedbir ve Önlemler, 3) Destek alınan program ve 4) Ziyaret edilen bölgenin genel özellikleri sunulmuştur. İkinci bölümde, sahada görüşülen görevli ve yetkililerden alınan bilgiler nesnel bir temelle 5) Gerçekleştirilen Faaliyetler başlığında paylaşılmaktadır. Üçüncü bölüm, Saha 2’ye katılan 6) Gönüllülerin kişisel değerlendirme ve önerilerini içermektedir. 

  1. Ekip Bilgileri ve Ekibin Oluşum Süreci

Saha Ekibi

  • Mualla Akın, 65+YHD üyesi, Yüksek Hemşire, Evde Yaşlı Bakım Hizmeti Şirketi Kurucu ve Yöneticisi
  • Dr. Ferhan Saniye Palaz, 65+YHD üyesi, Sosyolog
  • Sıla Nur Baş, 65+ YHD gönüllüsü, Gerontolog, Sağlık Yönetimi,
  • Ferhat Boratav, 65+YHD üyesi, Gazeteci
  • Akif Aydın Pişkin, 65+ YHD üyesi, Sosyal Hizmet Uzmanı, Manisa Büyükşehir Belediyesi İsmail-Muammer Cider Huzurevi sorumlusu 

Gönüllülerin tamamı derneğin gönüllüsü ya da üyesi olup bir kısmı derneğin yönetim kurulunda da yer almaktadır. Yaş dağılımı 26 ile 62 arasında değişmektedir. Ekibin tümü yaşlanma ve yaşlılık konusunda mesleki deneyime ve akademik bilgi birikimine sahiptir.

 

23-24 Şubat  tarihleri arasında 65+ Yaşlı Hakları Derneği (bundan sonra kısaca “Dernek” olarak bahsedilecektir) tarafından Adıyaman, Kahramanmaraş ve Malatya’da gerçekleştirilen ilk saha ziyaretinin ardından Saha 2’nin gerçekleşeceği tarihler, hedef bölgeler ve gönüllüler belirlenmiştir. Gönüllüler söz konusu sahanın taşıyabileceği fiziksel ve psikolojik tehlikelerin farkında olarak çalışmaya katılmak istemiştir. Gönüllülere çalışmaya katılımın herhangi bir mecburiyet taşımadığı, tamamen gönüllülük esaslı olduğu konusunda bilgilendirme ekip oluşum sürecinde yapılmıştır.  

2.Ekibin Sahadaki İyi Oluş Hali İçin Alınan Tedbir ve Önlemler

Sahanın gerçekleştiği olağanüstü şartlar gereği gönüllülerin konaklama ve ulaşım ihtiyaçlarının fiziksel olarak güvenilir bir ortamda sağlanması en çok zorluk yaşanan husus olmuştur. Saha 1 aşamasında yapılan görüşmeler ve edinilen deneyim, bu iki konuda alınan kararlarda belirleyici olmuştur. Ekibin ulaşımı 15 kişi kapasiteli bir minibüsle gerçekleştirilmiştir. Araç, bölgede deprem öncesinde de meslek olarak şoförlük yapan bir depremzede tarafından kullanılmıştır. Su ihtiyacı için araçta yeterli sayıda pet şişe bulundurulmuştur. Ekibin yemek ihtiyacı da hem sahada hem de öncesindeki hazırlıkla karşılanmıştır. Konaklama, Hatay’ın Arsuz ilçesinde yapılmıştır. Kalınan evde deprem kaynaklı hasar bulunmamaktadır. Ekip sahanın tümü boyunca ad-soyad ve kurum bilgilerinin yer aldığı bir yakalık taşımıştır. Ekibin ad-soyad ve TC kimlik numaralarının yer aldığı Beyoğlu Kaymakamlığı’ndan alınan imzalı izin “yol izni” taşınmıştır. Son olarak ekibin ulaşımını gerçekleştiren minibüste derneğin logosu görünür biçimde yerleştirilmiştir. 

3.Destek Alınan Program

Saha ziyareti Turkey Mozaik Foundation iş birliğiyle, bireysel ve kurumsal bağışçıların desteğiyle Sivil Toplum için Destek Vakfı’nın sağladığı “Kahramanmaraş Depremi Küçük Destek Fonu”dan alınan kaynakla gerçekleşmiştir.

4,Ziyaret Edilen Bölgenin Genel Özellikleri

Saha 2 kapsamında ekibin bizzat ziyaret ettiği (araçtan inerek yetkililerle ve/veya depremzedelerle görüştüğü) il ve ilçeler Tablo 1’de görülmektedir:

İl İlçe Kurum
Gaziantep Şehitkamil Gaziantep Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Sağlık Hizmetleri ve Engelliler Daire Başkanlığı
İslâhiye Kalyon Konteyner Kent
AFAD Koordinasyon Merkezi
Nurdağı Konteyner Kent
Hatay Kırıkhan Çadır Kent
Sahra Hastanesi
İBB Koordinasyon Merkezi
Samandağ Subaşı Çadırkent
Karaçay Bucağı Sosyal Yardımlaşma Derneği
Antakya (Serinyol Mahallesi) Hatay Huzurevi
Teofarm

Tablo 1: Saha 2 Kapsamında Ziyaret Edilen İl, İlçe ve Kurumlar

Konteyner kentlerin ve AFAD koordinasyon merkezinin ziyaret edildiği Islahiye ve Nurdağı ilçeleri, Gaziantep’te depremden en çok etkilenen ilçeler arasındadır.

6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlere ek olarak 20 Şubat’ta Defne merkezli depremi de yaşayan Hatay ili, afetten en çok etkilenen iller arasındadır. Bölgede tarımın yanı sıra ticaret, sanayi, ulaştırma ve turizmin de önemli ekonomik faaliyetler arasında yer aldığı bilinmektedir. 

Antakya ilçesi Serinyol Mahallesi ve Samandağ ilçesi örneklerinde belirtilmesi gereken bir nokta, bölgede tarımın oynadığı önemli roldür. Seracılık ve fidancılık yapılan bu bölgelerde depremzedeler ekim-dikim alanlarını terk ederek çadırkentlere taşınamamaktadır. 

 

Şekil 3: 6 Şubat Pazarcık (Mx 7.7) ve Elbistan (Mw 7.6) ve 20 Şubat Defne (Mw 6.4) Depremlerinden Sonra Bölgedeki Deprem Aktivitesi

Kaynak: AFAD[1]

5.Gerçekleştirilen Faaliyetler

5.1. Aynî Yardım Teslimi

Gönüllüler, dernek tarafından 4 büyük boy bavula yerleştirilen ayni yardımı uçakta kendi kimlikleri altında taşıyarak bölgeye ulaştırmıştır. Bu yardımların kime teslim edileceği saha öncesi ve sırasında ekip tarafından belirlenmiştir. Teslim edilen malzeme listesi teslim alan kişiler tarafından ıslak imza ile imzalanmıştır. Teslim noktaları şunlar olmuştur: Islahiye Konteyner kent, Nurdağı Konteyner kent, Kırıkhan Çadırkent ve Karaçay Bucağı Sosyal Yardımlaşma Derneği.

5.2. Ziyaretler

Tablo 1’de görülen kurumlar ziyaret edilerek yetkililerden bilgi alınmıştır. Ziyaretlerin amacı ikiye ayrılmaktadır. Birincisi, deprem bölgesindeki yaşlı nüfusun orta ve uzun vadedeki ihtiyaçlarının belirlenmesi amacı ile yetkililerden bilgi alınmasıdır. İkincisi bölgede yerel ağlar geliştirilerek iş birliklerinin kurulmasıdır.

Bu iki amaç doğrultusunda makro (merkezi yönetim ve yerel yönetim), meso (dernekler) ve mikro (yerel üreticiler) seviyede farklı aktörler ziyaret edilmiştir. Böylelikle afet sonrası süreçte rol alan farklı sosyal aktörlerin “yönetişim şeması, karşılaşılan zorluklar ve öneriler” başlıklarında deneyimlerine dair bilgi toplanabildiği gibi, farklı aktörlerle iş birliği kurulması için girişimlerde de bulunulmuştur. Ziyaretlerin harita üzerinden daha kolay takip edilmesi adına ilçeler kronolojik sıra ile değil, coğrafi temelle raporlaştırılmıştır.[1]

5.2.1. Gaziantep-Şehitkamil

Gaziantep Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na (ASHB) yapılan ziyarette İl Müdürü Mustafa Yıldırım ile görüşülerek il ve ilçeler düzeyinde bilgi alınmıştır. Buna göre Islahiye ve Nurdağı ilçelerinin il merkezine göre depremden daha çok etkilendiği bilinmektedir. Görüşmede il merkezinde konteyner kent kurulmasının planlanmadığı, mevcut sosyal tesislerin depremzedelerin barınma ihtiyacını karşılamak için yeterli olduğu bildirilmiştir. Gaziantep’te çoğu insanın bağ evine sahip olduğu ve deprem sonrası bu evlerin barınma ihtiyacını karşıladığı belirtilmiştir. İl merkezinde hasarlı binalar olduğu, 2000 binadan fazlasının yıkım gerekliliği olduğu vurgulanmıştır. Depremde kamu kurumlarının hasar görmediği öğrenilmiştir. İhbar alınıp barınma ihtiyacı karşılanmayan bir depremzede olmadığı bildirilmiş, il merkezinde 50-60 civarında çadır bulunduğu, 1252 kişinin KYK yurduna yerleştirildiği ve bakanlığa bağlı huzurevinde hala 40 kişilik boş yer olduğu belirtilmiştir.

Ailelerin, deprem sonrasında ilk olarak yaşlı ve engelliler için barınma sağlanması talebinde bulunduğu öğrenilmiştir. Aile içinde ilk gözden çıkarılan kişilerin yaşlı ve engelliler olmasının nedeni olarak en önemli faktörün “evlerin doluluğu” olduğu belirtilmiştir. Deprem sonrası hasar almayan evlerde birkaç ailenin bir arada yaşadığı bir düzene geçilmesi yaşlı ve engellilerin bakımını zorlaştırmıştır. Yaşlı ve engellilerin bakım verenlerinin depremde vefat etmesi sonucunda mağduriyetin ortaya çıktığı belirtilmiştir. İl genelinde 12.000 kişiye evde bakım hizmeti sağlandığı bildirilmiştir.

Nurdağı ve Islahiye ilçelerinin tarım bölgesi olması nedeniyle oradaki insanların topraklarını bırakıp çadır kentlere gitmek istemediği belirtilmiştir. Bölgedeki yaşlıların aktif bir yaşam tarzını benimsediği ve tarım faaliyetlerini sürdüğü vurgulanmıştır. Bu nedenle yaşlıların evlerinin önüne konteyner istediği bildirilmiştir.

Nurdağı ilçesinin yakınında bulunan kapalı spor salonuna ait tuvalet ve duşların depremzedelerin kullanımına açıldığı, bu sayede hijyen sorunu olmadığı bildirilmiştir. Islahiye ve Nurdağı ilçelerinde koordinasyon sağlamak için birimlerin kurulduğu, bunun yanı sıra 80’e yakın psikososyal destek personelinin bu ilçelerde çalışmalarını sürdürdüğü belirtilmiştir. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi ile Bakanlığın 150 personel ile ortak bir tarama çalışmasına başladığı bildirilmiştir. Dijital bir sistem üzerinden veri toplandığı, Nurdağı ilçesinde bulunan çadır kentte 3 Mart tarihine kadar 205 yaşlı ile görüşme yapıldığı belirtilmiştir. İl ve ilçelere dair deprem öncesi demografik bilgi istendiğinde, mevcut bir sorun olmaksızın bakanlık talep etmedikçe yaşlılara yönelik böyle bir bilgi çalışmasının olmadığı belirtilmiştir.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nde hem Sağlık Hizmetleri ve Engelliler Daire Başkanı Yusuf Çelebi hem de Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü Yılmaz Kayalı ile görüşme yapılmıştır. Mart ayının ilk günlerinde belediye bünyesinde “Afet Daire Başkanlığı” kurulmuştur ve Bülent Haksal göreve getirilmiştir. Konteyner kentler hakkındaki sayısal bilgilerin AFAD’dan alınabileceği yönlendirmesi alınmıştır.

Görüşmede Gaziantep’te yaşlı nüfus için önem teşkil eden üç birim vurgulanmıştır. Bunlar; 800-1000 arasında üye sayısı olan Aktif Yaşam Merkezi, yaklaşık 150-200 kişinin üye olduğu Alzheimer Merkezi ve 1050 kişinin hizmet aldığı Rehabilitasyon Merkezi’dir. Belediyenin planları arasında Aktif Yaşam Merkezlerinin yaşlı depremzedelerin hizmetine sunulması ilk sırada yer almaktadır.

Depremzedelerin boş zamanlarını dolduramadıkları, bu nedenle depresyonun tetiklendiği belirtilmektedir. Depremzedelerde travma etkilerinin henüz oluşmadığı, tahmini olarak 3 ay sonra insanlar sahadan çekilince etkilerin ortaya çıkacağı öngörülmektedir. Yaşlıların diğer yaş gruplarına göre daha soğukkanlı görüldüğü vurgulanmıştır. Depremzede yaşlıların çoğunluğunda uyku problemi görüldüğü belirtilmiştir. Bunun yanı sıra yaşlıların yanlarında olmayan yakınları/aile üyeleri için endişelendiği belirtilmiş, yaşlıların aile birlikteliği dışında herhangi bir talepleri bulunmadığı bildirilmiştir.

Yaşlılara dair sayısal bir bilgi verilemese de her çadırda mutlaka bir yaşlının olduğuna dikkat çekilmiştir. Yaşlıların meşguliyet terapisine ihtiyacı olduğu vurgulanmış, Aktif Yaşam Merkezinin Islahiye ilçesine kurulacağı bildirilmiştir. Depremzede yaşlılar için rutin oluşturulması gerekliliği ön plana çıkartılmıştır. Koşullara uygun aktiviteler düzenlenebileceği belirtilmiştir. Özellikle yaşlıların aileleri ile birlikte katılabileceği etkinlikler düzenlenebileceği, film etkinlikleri yapılabileceği, yaşlıların uzaktaki yakınları ile iletişim kurmasını kolaylaştırmak adına dijital okuryazarlık eğitimi verilebileceği belirtilmiştir. Ayrıca konteyner kentlerde yaşlılara da görev ve sorumluluk verilerek adaptasyon süreçlerinin hızlandırılabileceği konuşulmuştur.

Konteyner girişlerinde rampa olmaması dolayısıyla engelli ve yaşlılara uygun olmadığı vurgulanmış, talep üzerine rampa yaptırılabileceği belirtilmiştir. Ancak 3 Mart tarihine kadar böyle bir talep alınmadığı bilgisi aktarılmıştır.

Islahiye ilçesinin daha yoğun bir nüfusa sahip olması nedeniyle psikososyal destek ekiplerinin bu bölgeye daha çok odaklandığı belirtilmiştir. Islahiye ilçesinde Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 140 kişilik personelin deprem sonrası psikososyal destek verdiği belirtilmiştir. Sağlık bakanlığından 30 kişilik psikolog ekibi görevlendirilmiştir. Psikososyal destek çadırında gün içinde yaklaşık olarak 50-60 kişinin hizmet aldığı, bu sayının zamanla artmasının beklendiği belirtilmiştir. Görevlendirilen psikologlara hızlı bir şekilde travma eğitimi verilmesi gerekliliği vurgulanmıştır. Konteyner kentlerdeki PSD ekipleri ile görüşülebileceği ifade edilmiş ve Islahiye Kalyon Konteyner Kent’te görev alan Mustafa  Bey’in iletişim bilgisi paylaşılarak ziyaret sağlanmıştır.

 

4.2.2. Gaziantep-İslâhiye

İslâhiye Kalyon Konteyner Kent’te PSD ekibi ziyaret edilerek Gaziantep Büyükşehir Belediyesinde görevli bir sosyolog ve bir psikolog ile İl Sağlık Müdürlüğünde görevli bir psikologdan bilgi alınmıştır. Islahiye Kalyon Konteyner Kent depremden 5 gün sonra kullanıma açılmıştır.

Görüşmede depremden 2 hafta sonra psikososyal destek ihtiyacının ortaya çıktığı ve PSD biriminin kurulduğu, ayrıca yaşlılar için Aktif Yaşam Birimi kurulacağı belirtilmiştir. Yaklaşık olarak 400 kişinin konteyner kentte yaşadığı bildirilmiştir. Çevredeki köylerden de depremzedelerin konteyner kente geldiği bilinmektedir. Konteyner kentte yaşlı ve engellilere pek rastlanmadığı belirtilmiştir. Yaşlı ve engellilerin daha çok hastane ve akraba evlerinde kaldığı bildirilmiştir. Sirkülasyon nedeniyle konteyner kentte kalan kişi sayısı ve yaş gruplarına dair veri tutulamadığı vurgulanmıştır. Veri tutulamamasının bir diğer sebebi ise görevli personelin temel ihtiyaçlar ile ilgilenmesi, veri toplamaya henüz sıra gelmemesi olarak bildirilmiştir.

Psikososyal desteğin, depremzedelerin somut olarak var olan sorunları nedeniyle etkin bir şekilde yürütülemediği vurgulanmıştır. Depremzedelerin psikologlarla yaptığı görüşmeler temel yaşam ihtiyaçlarının ve mevcut kötü koşulların bilgi aktarımı şeklinde gerçekleştiği için travma üzerine çalışılmaya geçilemediği belirtilmektedir.

PSD biriminin yanı sıra konteyner kentte etüt merkezleri, gezici kütüphane, bilim-sanat merkezi, MEB, Diyanet, UMKE, revir ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün konteynerları bulunmakta, 1 hekim ve 1 hemşire görev almaktadır.  Ayrıca konteyner kentte ambulans bulunmaktadır. Toplum Sağlığı Ruh Merkezlerinin uygulaması, iyi uygulama örneği olarak önerilmiştir. Görevlilerden derneğe gelen soru “Konteyner kurup faaliyet mi yapacaksınız?” şeklinde olmuştur.

Konteynerlar tek oda şeklinde olup mutfak bulunmamaktadır. Çoğu konteynerda tuvalet-banyo bulunmamakta, ortak tuvalet-banyo konteynerları kullanılmaktadır. Konteyner boyutları içinde kalan kişi sayısı göz önünde bulundurulduğunda oldukça yetersizdir. Konteynerların tek oda şeklinde olması nedeniyle mahremiyet sağlanamamaktadır. Tuvalet ve banyolar hijyen şartlarına uygun görülmemektedir. Konteynerlar yaşlı ve engellilere uygun olmayıp olası kazalara elverişlidir.

Konteyner kentte beslenme ihtiyacını gidermek için yemekhane bulunmaktadır. Ayrıca Masterchef’in de yemek dağıttığı öğrenilmiştir. Uzun yemek kuyruklarının oluştuğu öğrenilmiştir. Depremzedeler yemek çıkan saatlerden çok daha erken bir vakitte sıraya girmek durumundadır. Gönüllü ekiplerin yaşlıların yemeklerini konteynerlarına götürdüğü öğrenilmiştir.

Konteyner kentin merkezinde giyim ve gıda ihtiyacını gidermek için sosyal market, kişisel bakımı sağlamak için berber ve kuaför gibi yapılar bulunmaktadır. Çocuklar için park kurulmuştur. Az sayıda piknik masası yerleştirilmiştir. Bu alanda çocuklar ve yetişkinlerin sosyalleşerek vakit geçirdiği gözlemlenirken yaşlıların daha çok konteynerların içinde ya da konteynerların önüne yerleştirilen sandalyelerde vakit geçirdiği görülmektedir.

İslâhiye AFAD Koordinasyon Merkezinde Sivas AFAD İl Müdürü Nazif Ekinci ile yapılan görüşmede Islahiye ilçesinin deprem öncesinde nüfusunun -köyler dahil- 68.000 kişi olduğu belirtilmiştir. AFAD’ın bölgede 202 enkazda çalışma yaptığı, 1342 kişinin hayatını kaybettiği bilgisi aktarılmıştır. MEB’na bağlı olan okul müdürlerinin, çadır kent ve konteyner kentlerde yönetici olacağı bildirilmiştir. Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi (AYDES) kullanıldığı öğrenilmiştir. Web tabanlı bu sistem üzerinden AFAD koordinasyonu sağlanmaktadır. Ayrıca depremzedelerin AYDES üzerinden kayıt düzeltme yaparak devletten haklarını alabileceği (ölüm aylığı gibi) belirtilmiştir. Nurdağı AFAD Koordinasyon Merkezinde görevli olan Salih Bey’in telefon numarası alınmıştır.

5.2.3. Gaziantep-Nurdağı

Konteyner kent gezilerek görevlilerden bilgi alınmıştır. Konteyner kentin bulunduğu alanın daha önce tarla olduğu, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile depremden 1 hafta sonra asfalt dökülerek konteyner kente dönüştürüldüğü bilgisi aktarılmıştır. 5 Mart tarihi itibariyle 300 ailenin konteyner kentte kaldığı öğrenilmiştir. Nurdağı genelinde toplamda 4.500 konteyner kurulacak şekilde planlama yapıldığı bilgisi alınmıştır. 15 gün içinde konteynerların tamamlanması öngörülmektedir. Hızla kurulan konteyner kentte çok sayıda valinin farklı görevlere bakması, bu hızın arkasındaki neden olarak gösterilmiştir. Bölgedeki depremzedelerin yapılacak olan konteynerlara tahliye edilmesi, hasarlı evlerin yıkılıp hızla yeniden yapılması planlanmaktadır.

Konteyner kentte depremzedelerin gıda ve giyim ihtiyaçları için iki sosyal market çadırı bulunmaktadır. Bu imkanlardan yararlanmak için bölgede ikametgah şartı aranmaktadır. Ürünler kayıt tutularak verilmekte, daha önceki kayıtlardan ürün alma sıklığı kontrol edilmektedir. Konteyner kentte sigara ve benzin haricinde her şeyin ücretsiz olduğu vurgulanmıştır. Konteyner kentte kalanlar beslenme ihtiyacını -tercihen- sosyal marketten tüp, tencere ve gıda alarak sağlayabilmektedir. Konteyner kentte 13.000 kişiye yemek çıkarıldığı belirtilen aşevleri bulunmaktadır. Aşevlerinden birinin Büyükşehir Belediyesi ve Bakanlık tarafından sağlandığı, diğer tarafta ise Zeytinburnu Belediyesi, Beşir Derneği ve Burger King tarafından hizmet verdiği bildirilmiştir. Ayrıca Nurdağı’nın köylerine de bu aşevlerinden yemek dağıtımı yapıldığı vurgulanmıştır.

Konteyner kentte çamaşırhane bulunmaktadır. Ayrıca Esenyurt mahallesinde de çamaşırhane kurulduğu belirtilmiştir. Bir okulun (bahçesi ile birlikte) sağlık kompleksine dönüştürüldüğü, aile hekimliği sisteminin buraya taşındığı aktarılmıştır.

Konteyner kentte ekmek ve çay verilen büfeler, halk eğitim merkezi, park, spor sahaları, istihdam merkezi, beyaz masa birimi, psikososyal destek birimi, kuaför, berber, kozmetik merkezi, kadın kooperatifi, ilkokul, çocuk atölyeleri, gezici kütüphane, veteriner kliniği ve hayvanat bahçesi gibi geniş yelpazeye sahip yapılar oluşturulmuştur.

6 Mart Pazartesi günü konteyner kentteki okulun açılacağı, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelen öğretmenler ile eğitim verilmeye başlanacağı bildirilmiştir. Engellilere yönelik (0-18 yaş arası) Engelsiz Yaşam Merkezi, yaşlılara yönelik Aktif Yaşam Merkezi kurulduğu öğrenilmiştir. Aktif yaşam merkezi bünyesinde takı tasarımı, el sanatları, örgü, zeka oyunları, okuma-yazma, kitap/dergi okuma, resim ve boyama gibi etkinliklerin düzenlendiği aktarılmıştır. Bu merkez ziyaret edilememiştir. Aktif yaşam merkezinde görev alan ekibin Nurdağı’nda farklı bölgelerde ve köylerde yaşlılara ulaşarak çalışmalarını sahada sürdürdüğü belirtilmiştir.

5.2.4. Hatay-Kırıkhan

Kırıkhan çadır kente yapılan ziyarette, AFAD ekibinden bir görevli ve ASHB’dan bir PSD uzmanı ile görüşüldükten sonra çadır kent yetkilisi olarak görevlendirilen Milli Eğitim Bakanlığına bağlı depremzede bir öğretmen ile görüşme yapılmıştır.

Görüşmede Kırıkhan Çadır Kentte 400 depremzede ve 60 askerin kaldığı bilgisi alınmıştır. Depremzedeler için 72 çadır, askerler için ise 10 çadır bulunduğu bildirilmiştir. Çadır kentin yemek ihtiyacı Nusr-et tarafından araçlarla taşınarak karşılanmaktadır. Çadır kent ağaçlık bir mesire alanında olması dolayısıyla tuvaletlerin var olduğu, ek olarak 10 adet tuvalet-banyonun yapım aşamasında olduğu aktarılmıştır. Kırıkhan’da 14 çadır kent bulunduğu bilgisi verilmiştir.

Kırıkhan’daki hastanenin etkin olarak hizmet vermediği yalnızca acil bölümünün hizmet verdiği bildirilmiştir. Mersin hastanesinin sağlık hizmetlerini devraldığı ve Belçika’dan gelen sağlık ekipleri ile birlikte sahra hastanesi kurdukları öğrenilmiştir. İlaç ihtiyacına yönelik Türk Eczacılar Birliği (TEB) çadırının bulunduğu aktarılmıştır.

Hatay’da bulunan hasarsız okulların deprem sonrası süreçte kaymakamlık ve belediyeye tahsis edildiği öğrenilmiştir. 27 Mart tarihinde okulların açılmasının planlandığı belirtilmiştir. Çadır kent yakınında mobil baz istasyonu olmaması dolayısıyla internet hizmetinin kötü olduğu bildirilmiştir. Çadır kentte elektriğin ortak alanlara sağlandığı belirtilmiştir.

Çadır kentin ormanlık alanda olması ve havaların ısınması dolayısıyla bazı hayvanların (fare, böcek gibi) orada kalanlar için sorun teşkil ettiği bildirilmiştir.

Kırıkhan Sahra Hastanesi’ne yapılan ziyarette UMKE görevlisi bir hekimden bilgi alınmış ve poliklinikler hariç (hastaların rahatsız edilmemesi için) hastane gezilmiştir. Sahra hastanesinde Türk ekiplerin koordinasyonu sağladığı, Belçikalı ekiplerin ise sağlık hizmeti sunduğu belirtilmiştir. Belçikalı ekip arasında Türk göçmenlerin de bulunduğu vurgulanmıştır. Bir hafta kadar sonra Belçikalı ekibin gideceği, ancak kurulan sahra hastanesinin burada kalacağı bilgisi aktarılmıştır. Sahra hastanesinde pediatri, psikoloji, dahiliye, travmatoloji bölümlerinin yanı sıra röntgen ve ultrason hizmetinin bulunduğu, acil vakalar için ufak cerrahi müdahale ve ortopedik müdahale yapıldığı aktarılmıştır. 5-6 yataklı servis, ameliyathane, doğumhane ve laboratuvar bulunduğu öğrenilmiştir. Yaşlı depremzedelerin çoğunlukla kronik hastalıklara bağlı (tansiyon, şeker gibi) sorunlar nedeniyle sahra hastanesine başvurduğu bildirilmiştir. Nörolojik hastalıklar (demans gibi) nedeniyle başvuran hastaya pek rastlanmadığı, eğer olursa sevk edildiği belirtilmiştir. Sahra hastanesine yoğun talep olduğu, önünde sıra oluştuğu görülmüştür. Aynı bölgedeki Kırıkhan Türk Eczacılar Birliği (TEB) çadırı da gözlem amaçlı ziyaret edilmiştir.

İBB’in İskenderun’da kurduğu Koordinasyon Merkezi’nde Fatih Bey ile görüşme yapılarak bilgi alınmıştır. Görüşmede Samandağ’da İBB’nin çadır kenti olduğu ve altyapısı ile birlikte kurulduğu öğrenilmiştir. Çadır kentte kreş kurulduğu, kadın ve aile hizmetlerinden gelen ekibin bulunduğu belirtilmiştir. Merkezde ise İBB koordinasyon çadırı olduğu bilgisi aktarılmıştır. En önemli ihtiyaç olarak çadır ve su vurgulanmıştır. Havaların ısınması dolayısıyla gelen su tırlarının ihtiyacı karşılamadığı belirtilmiştir. Kaynak sularının içeriğinin temiz olmadığından şüphe edildiği için incelemeye gönderildiği belirtilmekte, sonuç beklenmektedir. İBB’nin Yenikapı koordinasyon merkezine yardım yapılabileceği bilgisi verilmiştir. Depremzedelerin enkazlar ve ziynet eşyaları nedeniyle çadır kentlere gitmek istemediği, evlerinin önüne çadır kurmak istediği belirtilmiş. Bu nedenle İBB yardım hattına gelen talep üzerine adreslere çadır teslimi yapıldığı aktarılmıştır. İBB kendi bütçesi ve bağışlarla çalışmalarını sürdürmektedir.

5.2.5. Hatay-Samandağ

Samandağ’da İBB’nin kurmuş olduğu Subaşı Çadırkentte sosyal hizmet uzmanı Esra Atalay ile görüşme yapılarak bilgi alınmıştır. 8 çadır depremzedelere, 7 çadır personele ait olmak üzere toplamda 15 çadır olduğu ve 97 kişinin çadır kentte kaldığı öğrenilmiştir. Çadır kentte barınma, gıda, hijyen, internet ve kreş hizmetlerinin sağlandığı belirtilmiştir. Çadır kentte yatağa bağımlı 2 yaşlı kişi olduğu, 1 kişinin hastaneye sevk edildiği bilgisi verilmiştir.

Psikososyal destek ekibinin kendi görevini yapmaktan ziyade koordinasyon sağlamak durumunda kaldığı, öncelikle temel ihtiyaçlara odaklanıldığı belirtilmiştir. Bu durum sahanın geneli için ortaktır. Psikososyal destek için sürdürülebilir bir sistemin gerekli olduğu vurgulanmıştır. Mobil yardım hattına gelen çağrılara göre ihtiyaçların karşılandığı, talebe göre çadır, ilaç ve tıbbi yönlendirme yapıldığı aktarılmıştır.

Bölgede İBB’ye bağlı toplam 3 çadır kent olduğu aktarılmıştır. Bakanlık ve MEB’nın çadır kente gelerek veri istediği belirtilmiş, veri toplama dışında henüz bir çalışmalarının olmadığı vurgulanmıştır. Küçükçekmece ve İzmir Belediyeleri ile iş birliği içinde çalışıldığı öğrenilmiştir. Uyuz vakalarının az sayıda da olsa bildirildiği aktarılmıştır. Halk sağlığı, eğitim ve birinci basamak sağlık hizmetinin önemine dikkat çekilmiştir.

Karaçay Bucağı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu başkanı Öner Bakımcı ile yapılan görüşme, derneklerin işlevinin değerlendirilmesi açısından önem teşkil etmektedir. 16 mahallenin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan derneğin etki alanında seracılık ve fidancılık yapan depremzedeler yer almaktadır. Her mahallenin temsilcisi olduğu, temsilciler tarafından yapılan ihtiyaç listelerine göre dağıtım yapıldığı aktarılmıştır. Öner Bey, gelen yardıma her ailenin eşit biçimde erişememesini temel sorun olarak tanımlamış, yardımları “gelişi bir mesele, dağıtımı ayrı bir mesele” olarak ifade etmiştir. Görüşme yapılan düğün salonunun depo olarak kullanıldığı, depremzedelerin yardımları kendilerinin de buradan alabildiği öğrenilmiştir.

Yakın çevrede çadırkent bulunmadığı, tarım faaliyetlerinin bölgede yaygın olduğu bu nedenle çadır kentlerin bu bölgeye yakın olmasının bir gereklilik olduğu vurgulanmıştır. Bölgedeki depremzedelerin bazılarının evlerinin önüne çadır kurduğu, gün içinde eve girip çıkarak (çamaşır yıkamak gibi ihtiyaçlar dolayısıyla) gece ise çadırda uyuyarak yaşadığı öğrenilmiştir. AFAD’ın muhtara sayılı çadır temin ettiği, dağıtımdan muhtarın sorumlu olduğu bilgisi aktarılmıştır. Yetersiz sayıda bırakılan çadır nedeniyle muhtar ve depremzedeler arasında sorun çıktığı bildirilmiştir. Bölgede her türlü fidan ve turunçgilin yetiştiği, 5-6 gün sulanmazsa fidanların kuruduğu bilgisi verilmiştir. Aşevi, çadır, su ve hijyen ürünlerine ihtiyaç duyulduğu bildirilmiştir.

Ekim-dikim alanlarını bırakamayan depremzedelerin bir kısmının seralarında konakladığı görülmüştür. Öner Bey aracılığı ile kendisinden müsaade alınarak bir depremzede aile seralarında ziyaret edilmiştir. İstanbul’daki çocuklarının yanında birkaç gün kaldıktan sonra dönen bu aile, depremin ilk günlerinde serada 8 aile (içlerinde komşular da olmak üzere) kaldıklarını ifade etmişlerdir. Hijyen ürünleri arasında elde çamaşır yıkamak için deterjan ihtiyacı vurgulanmıştır.

5.2.6. Hatay-Antakya (Serinyol Mahallesi)

Bir organik tarım çiftliği ve eko-turizm işletmesi olan Teofarm’da görüşme yapılan Osman Ovalı, organik tarım yapan ve bölgede hem yerel halk hem de kurumlar ile ilişki geliştirmiş olan bir iş insanı olarak, kurum temelli görüşmelerin dışında bilgi alınmasını ve ağ kurulmasını sağlamıştır. Kırsal kalkınma için uğraş veren Osman Bey, yerel üreticilerin yerinde kalarak desteklenmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır.

Teofarm’da ek olarak Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Ankara’dan Berkay Berk ve Hatay başkanı ile de görüşülmüştür. Berkay Bey sahada kurumlararası iletişim ve koordinasyon hakkında önemli bilgiler paylaşmıştır.

Buna göre söz gelimi TOBB’un çadır kent kurmak için AFAD’dan izin alması gerekmemektedir fakat kurulan çadır kentte örneğin yemek dağıtımı için istenirse AFAD ile işbirliği yapılmaktadır. Konteynır kentler hakkında bilgi almak için valiler ile görüşülmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Görüşmede bölgedeki evlerin hasar almadığı ancak insanların deprem korkusu nedeniyle evlerinin önünde çadırlarda kaldığı bilgisi verilmiştir. Bölge insanının tarım arazisi bulunması, hayvan sahibi olması nedeniyle çadır/konteyner kentlere gitmek istemediği bildirilmiştir.

Antakya’nın yerli insanlarının kültür yıkımı olması, tek tip binalarla şehrin ruhunun kaybedilmesi ve yerel üreticilerin kaybedilmesi gibi endişeleri olduğu vurgulanmıştır. Yerel üreticilerin yerinde desteklenmesi gerekliliğine dikkat çekilmiştir. Öncelikli olarak okulların ayağa kalkması gerekliliği belirtilmiştir. Bu şekilde başka şehirlere giden yerel üreticilerin dönmeleri için teşvik edilebileceği ifade edilmiştir.

Deprem sonrası çalışmalar için dışarıdan gelen valilerin afet yönetimini bilmemesi, bölgeyi tanımaması, yerel yönetim ve yerel üreticiler ile iş birliği yapmamasının işleyişi aksattığı belirtilmiştir. Geçmiş dönemde yangınlarda görev almış kişilerin deprem bölgesine hazırlıklı geldiği vurgulanmaktadır. Antakya’da deprem sonrası nüfus çok azaldığı için tarihi yapıların restore edilip yaşam alanı yerine turizm kentine dönüşmesinden korkulduğu belirtilmiştir. Antakya’nın altında Roma şehirleri olduğunun bilindiği, deprem yıkıntıları dolayısıyla bu Roma şehirlerinin ortaya çıkarılmak istenebileceği ifade edilmiştir.

Serinyol’da yer alan Hatay Huzurevi’ne gidilerek PSD uzmanı Çağdaş Toraman ve yaşlılardan sorumlu olan Ayşe Hanım’dan bilgi alınmıştır. PSD ekiplerinin topladığı verilerin bir araya getirildiği bir üs olarak da vazife gören bu kurumun bahçesinde ekipler çadırlarda konaklamaktadır. Görüşmede huzurevinin depremde ağır hasar almadığı, ancak huzurevinde kalanların tahliye edildiği ve bahçesinin personel tarafından kullanıldığı öğrenilmiştir. Huzurevinin 170 kişilik kapasitesi bulunmaktadır.

Buradaki PSD ekibinin ihbar üzerine yardım dağıtma, diğer PSD ekiplerinin topladığı verileri muhafaza etme, yaşlı ve engellilerin bakım evine yerleştirilmesi süreçlerinin yürütülmesi gibi görevleri bulunmaktadır. Ayşe Hanım yaşlılarla ilgili   ihbarlardan ve yaşlıların bakımevlerine yerleştirilmesinden sorumludur. Yaşlı ve engellilerin ilk olarak Beyaz Melek Huzurevi’ne yerleştirildiği, daha sonra uygun olan kurumlara tahliye edildiği ve ailelerinin bilgilendirildiği aktarılmıştır. Hatay’da yaklaşık 600 yaşlı ve engellinin bu kuruma yönlendirildiği bilgisi verilmiştir. Ancak hastanede olan, başka şehirlere gitmiş olan ve deprem sonrası ilk aşamada evraksız bir şekilde kurumlara yerleştirilmiş yaşlı ve engellilerin sayısının bilinmediği vurgulanmıştır.

İhbarların ekiplerin çadır kente gitmesi ile toplandığı, mobil ekip ile ihtiyaçların karşılandığı, yaşlı ve engellilerin sevk edilmesinin sağlandığı belirtilmiştir. İhbar alınan ihtiyaçların ellerinde mevcut ise AFAD, Kızılay ve STK’lardan temin edildiği, PSD ekibinin bir nevi arabuluculuk yaptığı aktarılmıştır. Psikososyal destek ekibinin bu süreçte kendi görevleri dışında koordinasyon sağlama görevinin de olduğu ifade edilmiştir. Bölgenin il koordinatörlüğünün Düzce il müdüründe olduğu ancak bir sonraki gelecek olan PSD ekibinin herhangi bir başka şehirden olabileceği, dönüşümlü çalışıldığı için gelecek ekip hakkında bilgi sahibi olunmadığı, bu bilginin bakanlıktan talep edilebileceği belirtilmiştir. 18 ay boyunca deprem bölgesinin koordinasyon sürecinin devam edeceği öngörülmektedir. Yaşlı ve engellilerin ihtiyaçları arasında sandalye, yetişkin bezi, baston, komod tuvalet ve günleri belirten ilaç kutusunun ön plana çıktığı öğrenilmiştir.

  1. Kişisel Değerlendirme ve Önerilerimiz

Saha-2 ekibi hem sahanın üçüncü ve son akşamı yüz yüze hem de sahadan dört gün sonra çevrimiçi ortamda iki değerlendirme toplantısı yapmıştır. İkinci toplantının içeriğine, ilk toplantıda karar verilmiştir. Sahanın ön raporu, sahadan iki gün sonra tamamlanarak hem ekiple hem de derneğin tümü ile paylaşılmıştır.

Ekipte farklı mesleki formasyonlara sahip katılımcıların olması sayesinde, sahaya bakış açısı ve dikkat çekilen meseleler de çeşitlilik kazanmıştır. Sahadan çıkan birinci sonuç, ekibin “yaşlılığa farklı boyutları ile yaklaşabilme kapasitesinin önemi” olarak düşünülebilir. Bu sahanın iki amacının da (orta ve uzun vade ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bölgede yerel ağlar geliştirilerek iş birliklerinin kurulması) gerçekleştirilebilmesi hem çok yönlü düşünmeyi hem de iyi iletişim becerilerine sahip olmayı gerektirmektedir.

İlk toplantıda ekip, saha notlarının üstünden birlikte geçerek sahada eksik kalınan/kalan ve tatmin olunan noktalara dair görüşlerini paylaşmıştır. İleri tarihli değerlendirmeler için düşülmesi gereken bir not, depremin 24-26’ıncı günleri arasında yapılan bu saha sırasında henüz temel yaşam ihtiyaçlarının dahi tüm depremzedeler için sağlanmamış olduğudur. Dolayısı ile deprem bölgesinde psikososyal destek ve yaşlılar gibi özel grupların kendilerine has ihtiyaçlarının belirlenmesi aşamasına henüz gelinmemiş olduğu bilinmelidir.

Bu şartlardaki sahanın değerlendirilmesinde, ekipten Sosyal Hizmet Uzmanı Akif Aydın Pişkin “Ne yapabiliriz?” sorusu ile yola çıkıldığına ve “konteyner kentlerde yaşlılar için konteyner oluşturulmasının ve buralarda çalışma yapılmasının mümkün olduğu” sonucuna ulaştığını ekiple paylaşmıştır. Gerontoloji ve Sağlık Yönetimi arka planına Nur Sila Baş da “Temel ihtiyaçlar giderildikten sonra PSD aşamasına geçilebilir” yaklaşımının sakıncasına dikkat çekmiş, “temel ihtiyaçların giderilmesi geciktikçe, psiko-sosyal destek ihtiyacının süreceğine, iki sürecin eş güdümlü yürütülmesi gerektiğine” dikkat çekmiştir. Hemşire Mualla Akın “sahadaki görevlilerin işlerini merhamet duygusu ve gönüllülük ile yapmasının önemi” üzerinde durmuştur ve “evde bakım üzerine pratik uygulamaların” öğretilmesi yönünde öneri geliştirmiştir. Sosyolog Ferhan Saniye Palaz’ın genel çıkarımı sahada uyulması gereken verimlilik odaklı ilkelerin belirlenmesi gerektiği yönünde olmuştur. Bunlar arasında mevcut sorunların tekrarlanması yerine çözüm arayışı odaklı olunması, sahanın kısıtlı bir bölümü görüldüğü için genelleme yapılmaması, sahadayken ve sonrasında hatalı, eksik ya da gereksiz bilgi yayan bir aktöre dönüşülmemesi konusunda bilinçli olunması gerekliliği yer almaktadır. Gazeteci Ferhat Boratav “sahada yerel işbirliği amaçlı kurulan ilişkilerde dikkatli olunması, bazı kişi ve kuruluşların işbirliğini kişisel konumlarını pekiştirmek için kullanmaları ihtimal olduğu” üzerinde durmuştur. Katılımcıların genel görüşü, sahada koordinasyon eksikliğinin en temel problem olduğu yönünde olmuştur.

İkinci toplantıya kadar ekip notlarını hazırlamış ve önerilerini şu şekilde maddelendirmiştir:

  • Sonraki sahalarda ekip araçtan inerek ziyaret ettiği her noktada whatsapp grubuna konum yollayarak rapor yazım süreci için veri toplamalıdır.
  • Merkezi ve yerel yönetim, talep üzere çalışmaktadır. Yani depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması için talep oluşturması gerekmektedir. Bu konuda yaşlılar
  • Yaşlılara özel bir ihtiyaç olarak sağlam tabure, ilaç kutusu gündeme gelmiştir.
  • Henüz konteyner ve çadır kentlerde kalan yaşlıların sayısı hakkında bir istatistik olmadığı görülmektedir.
  • Derneğin sahaya gönderdiği gönüllülerin eğitim içeriğinde “depremzede ile konuşulurken depremler alakalı kendisinin bilmediği hiçbir bilginin verilmemesi konusunda hassas davranılması gerektiği” bilgisi yer almalıdır. Burada işaret edilen nokta, depremzede ile gönüllünün depremi deneyimleme şekillerindeki farklılıktır. Depremzedenin takip ettiği gündem ve içerik ile gönüllününki farklıdır. Depremzede, doğal olarak, baş edebileceği kadar bilgiyi yüklenmektedir. Bunun fazlasını (toplam vefat sayısı, kayıp insan sayısı, toplu mezar uygulamaları vd.) depremzede ile paylaşmak uygun bir davranış değildir. Gönüllüler bu konuda bilinçli olmalıdır.
  • Konteyner kentlerde evde bakım üzerine pratik uygulamaların öğretildiği bir program oluşturularak hemşire ve yaşlı bakım teknikerlerine eğitim verilebilir.

 


  •  
  •  
  •  
  •  
  •   
  •  
  •