“6D İle Yaşlı İstismarına Karşı Direnelim”
Dr.Gülüstü Salur
Yaşlı istismarını anlamaya çalışırken yaşlıyı kırılgan kılan faktörleri ayıklamak gerek. Yaşlıyı kırılgan ve edilgen kılan en önemli faktör, yaşlanmanın giderek yaşamı sürdürmek için başkalarına bağımlı olmayı kapsaması.
Yaşlı veya yaşlanmakta olan bir kişi için en büyük tehdit bağımsızlığını kaybetmek. Bu nedenle yaşlanırken elden ayaktan düşmemek en büyük dilek. Aklını korumak, aslında bağımsızlığını korumak demek.
Yaşlı umutsuzluğu, yaşlı alınganlığı, kimse alınmasın bazı kişilerde görülen “yaşlı huysuzluğu” yaşlı yakınlarının, bakıcılarının işini zorlaştıran sabrını azaltıp, destek sistemini zora sokan faktörler.
Değişen toplum yapısının ve yaşam koşullarının yol açtığı yalnızlaşma, herkesin kendine yetme gayretinde neredeyse sadece çocuklara desteğe bir pencere açıyor. Yaşlılar ya büyük krizler çıkana kadar göz ardı ediliyor, ya da yalnız bırakılıyorlar.
Aile içi şiddet her yaşta devam edebiliyor. Akran şiddeti olduğu kadar kuşaklarası şiddetin örneklerini yaşlılarda görebiliyoruz. Yaşlı yalnızlığı, yaşamı sürdürmek için başkalarına bağımlı kıldığı ölçüde istismara zemin hazırlayabiliyor. Alternatifleri olmamak çaresizliğe yol açıyor, imdat bile denemeyebiliyor
Yaşlı yoksulluğu, aileye ve topluma “yük olma” halini ağırlaştırıyor. Bu da başka bir çaresizlik çeşidi. Yaşlıların genelde çalışmıyor olması, işe yaramaz olma duygusu, “yük olma” duygusu, daha iyisini hak etmediği zannı yaratıyor. İstismar halinde şikayetçi olunmuyor.
Teknolojik dışlanma, devrin dilinin dışında kalma, iletişimin, hizmet ağının dışında olma başka bir yalnızlaşma çeşidini getirdi. Bu dışlanma da istismarın görünmez olmasını kolaylaştırıyor.
Yaşlılık depresyonu ve getirdiği umutsuzluk yaşlıyı da, yakınlarındakileri de esir alıp, çare aranmazsa aile dinamiklerini bozup yaşlıya kötü muamelenin “haklı” gerekçesi olabiliyor. Karşılıklı tırmanan öfke, kötü muamele, sözel şiddet, kim daha mağdur sarmalına sokuyor.
Kronik hastalıkların yol açtığı gereksinimler, kişilere, ailelere, topluma ağır geliyor. Kronik hastalara daha kolay sağlık hizmeti vermeyi, evde bakımı destekleyecek etkin sistemler kurulmadığı sürece, hastalar da bakanlar da hırpalanıyor ve birbirlerini hırpalayabiliyorlar.
Demans tam bağımlı bir yaşamla sonuçlanan bir yolculuk. Bu bağımlılık yaşlıyı istismara en açık kılan durum. Şiddeti tetikleyebilen davranışsal sorunlar, yaşlının şiddetin kaynağı ve mağduru olması bir arada yaşanabiliyor. Demanslı yaşlı hakları ayrı bir uzmanlık ve özen istiyor.
Yaşlılık fiziksel, psikolojik, bilişsel, sosyal geçişlerin yaşandığı bir dönem. Bu geçişleri, gri alanları anlamadan yetişkinliğin daha durağan dinamikleri ile yaşlıları anlamak ve desteklemek mümkün olmayabiliyor. Değişime direnç, reddetmek de aslında istismara kapı açabiliyor.
Hep olduğundan genç görünmek isteyen yaşlı mesela finansal istismara daha kolay maruz kalabiliyor. Gene cinsel istismar sevgi, ilgi kisvesi arkasına saklanabiliyor. Bir bilişsel bozulması olduğu halde yalnız yaşamak isteyenler bir çok cephede suistimal mağduru olabiliyorlar.
Yaşlılık yaşamın bütününden dışlanma getirdiği için, yaşlı daha dar yaşam alanına daha kolay sıkıştırıldığı, sığdırıldığı için istismar gizli kalabiliyor. Sevginin, ilginin, hizmetin esirgenmesi de bir istismar biçimi.Saygı ve ilgi görmenin koşullara bağlı olması da.
Yaşçılık.. Gençliğin yüceltilmesi..“Senin devrin geçti” tavrı da sinsi sinsi istismara zemin hazırlıyor.
“Yaşlı akran baskısı” diye bir kavram da var. Hastalıkla korkutmak, ölümle korkutmak, yalnızlıkla korkutmak tehdit etmek de çok ağır istismar biçimleri.
Yaşlılığın getirdiği değişimi anlayamayan, paylaşamayan ve yaşlılarla iletişimde tırmanan gerginlikle nasıl başedeceğini bilmeyen aile fertleri de istemeden bazen bilmeden istismarda bulunabiliyorlar.
İstismarı önleminin yolu ne peki? Dinlemek, Dahil Olmak, Dahil etmek, Diğergamlık, Denge ve Destek bulmak.
Dinlemek, izlemek durumunu, derdini anlamanın
yolu.
Dahil olmak, Dahil etmek yalnız
bırakmayıp ne aksıyor, gereksinim ne, söylenmeyenin arkasında ne var bilmenin
yolu.
Diğergamlık, kendini onun yerine koyma, onun adına bir şey yaparken karar yetkisini elinden almak değil, onun yerinde olsaydı kendisi ne isterdiyi tartabilmek, onun için onunla yaşama emek vermek.
Denge, kendinin ve yanındakinin (aslında kimse öbürünün karşısında değil ki) gereksinimlerinin dengesini kurmak, yaşamının değişkenlerle bir dengeye oturduğunu kabullenmek. Yetemediğimiz yerlerde Destek istemenin ve destek olmanın istismara yer bırakmayacağını görmek.