“Yaşlılar” ilk kez Gazeteciler Cemiyeti’nin Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu’nda

  •  
  •  
  •  
  •  
  •   
  •  
  •  

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)’nin toplumda dezavantajlı konumda olan grupların medyada daha kapsayıcı ve adil biçimde temsil edilmesine yönelik genel ilkeleri kapsayan Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu güncellenerek yeniden yayınlandı.

“Yaşlılar” ayrı bir başlık olarak ilk kez Kılavuz’da yer aldı.

TGC, medya çalışanlarını, “özellikle haber ya da diğer içerikle doğrudan ilgisi yoksa, ırk, etnik köken, cinsiyet kimliği, yaş, fiziki farklılık, din ve mezhep belirtmemesi” ve “gruplar hakkında toplumda oluşmuş kalıp yargıların kullanılmasından özellikle kaçınması” konusunda uyarıyor.

Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu’nda “Yaşlılar” başlığı altında şu öneri ve uyarılar yer alıyor.

  • Medya, yaşlılık dönemindeki insanların, gelirin azalması ve toplumsal statü kaybının yanı sıra, bilişsel ve fiziksel gerileme ile ortaya çıkan “yoksunluğun” meşrulaştırılmasına, hak kayıplarına uğratılmalarına ve ayrıştırılmalarına karşı durmalıdır.
  • İleri yaştaki insanların yaşam hakkına saygı göstermelidir.
  • Yaşlılar mağdur, yalnız, beceriksiz, savunmasız, bakıma muhtaç hatta topluma bir yük olarak gösterilmemelidir.

Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu’nun güncellenmiş halini TGC Meslek İlkelerini İzleme Komisyonu hazırladı. Komisyon başkanı iletişim akademisyeni Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, üyeleri Milliyet Gazetesi Okur Temsilcisi Belma Akçura, Medya Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, Cumhuriyet Kitapları Yayınevi İçerik Editörü Ümit Aslanbay ve T24 Yazarı/ IPS İletişim Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Tuğrul Eryılmaz.

Güncelleme toplantıları,  TGC Başkanı Turgay Olcayto, Komisyon Koordinatörleri Başkan Yardımcısı Doğan Şentürk ve Genel Sekreter Sibel Güneş’in katılımıyla gerçekleşti.

Kılavuzun, gazetecilerin karmaşık, çok kültürlü dünyayı doğruluk, duyarlılık ve hakkaniyetle ele almalarına yardımcı bir kaynak olması hedefliyor.

Kılavuz toplumda dezavantajlı konumda olan grupların medyada daha kapsayıcı ve adil biçimde temsil edilmesine yönelik genel ilkeleri içeriyor.

Kılavuz, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, mülteciler, sığınmacılar, göçmenler, engelliler, azınlıklar ve ötekileştirilmiş gruplar başlıklarından oluşuyor.

Kılavuz ilk kez 2007’de TGC, BBC ve İngiltere Büyükelçiliği’nin gazetecilerle, akademisyenlerle ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle düzenlediği bir dizi toplantı sonunda yayınlanmıştı.

TGC’nin Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu:

Temel görevler;

* Medya çalışanları, çeşitli kültürlerden grup ve bireylerin eğitim, sağlık, güvenlik, istihdam ve barınma gibi temel hizmetlerden yararlanırken karşılaştıkları engel ve güçlükleri, medya aracılığıyla yansıtarak, bu sorunların çözümüne ve daha eşitlikçi bir toplumsal düzenin sağlanmasına katkıda bulunmalıdır.

* Medya çalışanları özellikle haber ya da diğer içerikle doğrudan ilgisi yoksa, ırk, etnik köken, cinsiyet kimliği, yaş, fiziki farklılık, din ve mezhep belirtmemelidir. Etnik ve azınlık kimliklere ilişkin tanımlamaları olumsuz vurgu olarak kullanmamalıdır.

* Medya çalışanları üretecekleri herhangi bir içerikte, kültürel çeşitliliklerden kaynaklanan durumlarla ilgili yapacakları sözel ve görsel seçimlere dikkat etmeli, gruplar hakkında toplumda oluşmuş kalıp yargıların kullanılmasından özellikle kaçınmalıdır.

* Kültürel çeşitliliğe sahip toplulukları tanımlarken ayrımcı, kışkırtıcı veya sansasyon yaratıcı dil kullanılmamalıdır.

* Yaşanan olay ile olaya karışan kişilerin kültürel çeşitlilikleri arasında yanlış yönlendirici ilişki kurulmasına yol açabilecek ve düşmanlaştıracak imalar kullanmaktan kaçınmalıdır.

* Çeşitli kültürel kimliklere sahip bireylerin haber kaynağı ve uzman olarak medyada kendilerini ifade etmelerine olanak tanımalı, içerik üretiminde de kişi ve toplulukların kendileri hakkında yaptıkları tanımlamaları esas almalıdır.

* Irkçı, ayrımcı, aşağılayıcı görüşler ve nefret söylemine karşı mesafeli bir tavır sergilemeli, meşrulaştırmamalı, bu tür söylemlerin yanlışlığını vurgulayacak üslup kullanmalıdır. Bu tür görüş ve iddiaların yayımlandığı içeriklerde mutlaka sorgulayıcı olmalı, karşı değerlendirme ve bilgilere de yer vermelidir.

* Bütün canlıların yaşam hakkına saygı duymalıdır. Hayvanlarla ilgili haberleri insan odaklı yazmamalı; hayvan hakları savunucuları ve uzmanların görüşlerine de yer vermelidir. Hayvanları endüstrinin terimleriyle tanımlamamalıdır.

Çocuklar

* Medya, çocukları istismar, suç ve yoksulluğun çaresiz kurbanları, suçlu kişiler veya zavallı masumlar olarak göstererek çocuk sömürüsüne ortam hazırlamamalıdır.

* Haberciliğin, olumsuzluklara odaklanan yaygın anlayışının dışına çıkılarak, çocuklarla ilgili olumlu gelişmelere ve onların başarı öykülerine yer verilmelidir.

* Çocuklardan politik konularda görüş ve değerlendirme alınmamalı; suç ile ilişkili olaylarda mağdur ya da fail çocukların yüz görüntüleri ve kimlikleri asla yayımlanmamalıdır.

Kadınlar

* Haberlerde kadınları ve yeteneklerini küçümseyen yaklaşım ve cinsiyetçi dil terkedilmeli, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten kadın odaklı habercilik yapılmalıdır.

Yaşlılar

* Medya, yaşlılık dönemindeki insanların, gelirin azalması ve toplumsal statü kaybının yanı sıra, bilişsel ve fiziksel gerileme ile ortaya çıkan “yoksunluğun” meşrulaştırılmasına, hak kayıplarına uğratılmalarına ve ayrıştırılmalarına karşı durmalıdır. İleri yaştaki insanların yaşam hakkına saygı göstermelidir.

*Yaşlılar mağdur, yalnız, beceriksiz, savunmasız, bakıma muhtaç hatta topluma bir yük olarak gösterilmemelidir.

Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği

* Dile yerleşmiş, homofobik ve transfobik sözcük, söylemler ve kalıp yargılar terkedilmeli, onun yerine eşitlikçi bir söylem geliştirilmelidir.

* Hiçbir birey cinsel yönelimleri ve/veya cinsiyet kimlikleri ne olursa olsun, görüş, deneyim ve uzmanlık alanındaki bilgileri bu kimliklerinden bağımsız olarak topluma yansıtılmalıdır.

Mülteciler, sığınmacılar, göçmenler

* Medya içeriği oluşturulurken mülteci, sığınmacı ve göçmenlerle ilgili doğru terminoloji kullanımına özen gösterilmeli, gerektiğinde uzman kuruluşların desteğine başvurulmalıdır.

* Yaşam koşullarının olumsuzluğu aktarılırken insan onurunun korunması ilkesine uyulmalı, onları kurbanlaştırmak yerine, aralarında yeni hayat kurma amaçlarına ulaşan ve başarı hikayesi yazanların da olduğuna dikkat çekilmelidir.

* Mülteci, sığınmacı ve düzensiz göçmenlerle ilgili her türlü içerik üretirken mutlaka onların da görüşleri alınmalı, sorunlarının yansıtılması ve çözüm yolları bulunması için çaba harcanmalıdır.

Engelliler

* Engelliliğin insani bir durum olduğunu pekiştiren, onların eşit yurttaş olduğunu unutmadan, dışlayıcı ve ayrımcı olmayan bir yaklaşım sergilenmeli, engelli bireylerin yaşadıkları sorunların yapısal nedenlerine odaklanan haberler yapılmalıdır.

Azınlıklar ve ötekileştirilmiş gruplar

* Medya, çoğunluğa göre “azınlık” durumunda olanların, yurttaşlık statülerini sorgulayan, yok sayan veya reddeden üsluptan kaçınmalı, tüm ötekileştirilmiş grupların yaftalanmasını engelleyen kapsayıcı, eşitlikçi bir yaklaşım izlemelidir. Böylelikle çeşitli topluluklar arasında gerilim yaratacak konularda toplumsal barışın ve karşılıklı anlayışın güçlenmesine katkıda bulunabilir.


  •  
  •  
  •  
  •  
  •   
  •  
  •