Ana SayfaBlogFaaliyetlerimizSavunuculuk ve Farkındalık Çalışmalarımızİstihdam Bağlamında Yaş Ayrımcılığına Yönelik Politika Önerileri

İstihdam Bağlamında Yaş Ayrımcılığına Yönelik Politika Önerileri

Yaşlılar İçin Sivil Toplum Örgütleri Arasında İş Birliği

“YAŞLILARIN SOSYAL İÇERMESİNE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR VE STK’LAR”

Politika Belgeleri

İstihdam Bağlamında Yaş Ayrımcılığına Yönelik Politika Önerileri

65+ Yaşlı Hakları Derneği adına hazırlayan Dr. Öğr. Üyesi Canan Ünal


  • İstihdam Bağlamında Yaş Ayırımcılığı Sorunun Önemi

Yaş ayırımcılığı, günümüzde hem Türkiye’de hem dünyada çalışma yaşamından kaynaklanan sosyal bir risk haline gelmiştir. Bir çalışan, diğer(ler)ine nazaran daha genç ya da daha yaşlı olduğu için örneğin daha düşük ücret alabilmekte, terfi ettirilmeyebilmekte, iş sözleşmeleri feshedilebilmekte, psikolojik tacize, yıldırmaya maruz bırakılabilmekte ya da işe zaten hiç alınmayabilmektedir. 

Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa Çalışma Koşulları Anketinin 2005 yılı raporuna göre, yaş ayırımcılığı ülke ortalaması %3 iken raporda Türkiye ve Hırvatistan birlikte kategorize edilmiş ve bu ülkede 15 ila 29 yaşındaki kadınlar bakımından yaş ayırımcılığı %7 oranında raporlanmış, 50 yaş üstü erkekler bakımından ise %8’e yaklaşan yaş ayırımcılığı tespit edilmiştir.

2009 yılına ait AB ülkeleri ile aday üç ülke olan Hırvatistan, eski Yugoslav Makedon Cumhuriyeti ile Türkiye’nin dahil olduğu bir ankette, “İşyerinde yaş dağılımında çeşitliliğinin artırılması için gereken yapılıyor mu?” sorusuna en düşük olumlu yanıt (%26 oranıyla) Türkiye’de verilmiştir.

Görüldüğü üzere, Türkiye için istihdamda yaş ayırımcılığı Avrupa ülkelerine kıyasla daha büyük bir sorun teşkil etmektedir. Oysaki bu sorunun çözümü demografik değişimler sonucu hızlı bir şekilde yaşlanan ülkemiz bakımından çok daha elzemdir. 

1950-1955 döneminde 41 olan doğuşta beklenen ortalama yaşam süresi ise, 2015-2020 döneminde 76,2; 2095-2100 döneminde 88,5 olarak raporlanmıştır. Öte yandan nüfus artışı da azalmakta; yıllık nüfus artışı oranı 1950-1955 döneminde %2,7 iken 2015-2020 dönemi için %0,7; 2095-2100 dönemi için ise -%0,4 (eksi binde 4) olarak öngörülmektedir

Dikkat çekelim ki, emeklilik yaşı da muhtelif dönemlerde yapılan kanun değişiklikleri ile zaman içersinde artırılmıştır. Ülkemizde eskiden kadınlar 38 yaşında, erkekler ise 43 yaşında yaşlılık aylığına hak kazanması mümkün iken bugün için emeklilik yaşı 52 olarak raporlanmaktadır. Ancak bu yaş, kanuni değişiklikler gereği kademeli olarak artarak 65 yaşa ulaşacaktır

Görüldüğü üzere, toplumumuz yaşlanmakla birlikte yaşlanan nüfusun emeklilik güvencesine kavuşması zorlaşmaktadır. Dolayısıyla yaşlanan bireylerin istihdamda kalmaları bir gereklilik oluşturmaktadır. Bunun da tek yolu, yaş ayırımcılığı ile aktif ve etkin mücadeledir. Politika sorumuz; “Ülkemizde istihdamda yaş ayırımcılığı ile aktif ve etkin mücadele için neler yapılmalıdır?”

  • Yaş Ayırımcılığı Yasağına İlişkin Politika Seçeneklerinin Tartışılması

Politika seçimi A: İş ilişkisinin yapılmasında yaş ayırımcılığının açık bir kanuni düzenleme ile yasaklanması

4857 sayılı İş Kanunu’nda 5. maddede iş ilişkilerinde ayırımcılık yasaklanmış ve bu yasağın ihlali ayırımcılık tazminatı olarak adlandırılan ve işçinin dört aylık ücretine kadar bir tazminata bağlanmıştır. Ancak maddenin lafzındaki belirsizlikten kaynaklı olarak öğretide iş ilişkisinin kurulmasında ayırımcılık halinde ayırımcılık tazminatına hak kazanamayacağı yönünde görüşler savunulmuştur. Başka bir ifadeyle, işveren haklı bir gerekçe olmamasına rağmen adayı sadece daha yaşlı ya da daha genç olduğu için işe almadığı taktirde ayırımcılık tazminatı ödemek zorunda kalmayacaktır.

Yaptırımsız kalan bir hukuki yasağın ise uygulamasının olmasını düşünmek zordur. Konunun mahkeme kararlarına da yansımamış olması, yani ayırımcılık iddiası ile işe alınmadığı gerekçesiyle tazminat davalarına rastlanılmaması bu durumun göstergesidir. 

Dolayısıyla ayırımcılık yasağına ilişkin olarak kanun maddesinde düzenleme yapılmaması, ayırımcılık yasağının etkin bir korumaya kavuşmasına engel oluşturmaktadır.

Politika seçimi B: İş ilişkisinde yaş ayırımcılığı yasağının ihlali halinde yaptırımların güçlendirilmesi

Politika Seçimi A’da da açılandığı üzere, İş Kanunu m. 5 hükmünde ayırımcılığın yaptırımı olarak öngörülen ayırımcılık tazminatı, işçinin dört aylık ücretine kadardır. Bu tazminatın miktarı bakımından Türk kanun koyucu üst sınır belirlemiş olup bu sınır eleştiriye açıktır. Sosyal Haklar Avrupa Komitesi de 2016 yılında bu üst sınırın Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’na aykırı olduğunu tespit etmiştir

Ayırımcılık yasağının ihlali halinde bir diğer yaptırım, 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda öngörülmüştür. Söz konusu kanuna göre, yaş ayırımcılığının tespiti halinde, ihlalden sorumlu olanlara 1.000 TL’den 15.000 TL’ye kadar idari para cezası uygulanır (m. 25/1). Bu miktarlar caydırıcı değildir.

Politika seçimi C: Yaş ayırımcılığı yasağının anayasal ve kanuni temelleri konusunda toplumsal bilincin artırılması

Yaş ayırımcılığı yasağı, “anayasal” bir yasaktır. Ayırımcılık ve bu bağlamda yaş ayırımcılığı Anayasamızın 10. maddesi ile yasaklanmıştır. Anayasa hükmünün yanında istihdamda yaş ayırımcılığını yasaklayan kanuni düzenlemeler de mevcuttur. Bunların başında 4857 sayılı İş Kanunu ile 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu gelmektedir. Bu kanunlarda yer alan düzenlemelere rağmen etkin bir korumanın olduğunu savunmak güçtür. Bunun arkasında, yasal düzenlemelerdeki eksikliklerden çok daha ziyade uygulamadaki bilinç eksikliği yatmaktadır. Ülkemizde özel işyerlerinde 50 yaşından büyük işçilerin sayısı çok az oranlardadır. Bunda salt bireylerin kendi iradesinin olduğunu, yukarıdaki istatistikleri de göz önünde bulundurduğumuzda, savunmak güç olacaktır. Ülkemizde çalışanlar, adaylar ayırımcılıkla mücadelede haklarını bilmemektedirler. 

Ayırımcılıkla mücadelede toplumsal bilincin düşüklüğü, konunun bir sarmala dönüşmesine sebep olmakta; işyerlerinde ayırımcılığı kronik hale getirmektedir. Çalışanlar, “Neden 50 yaşından sonra bu işyerinde çalışmayacağım?” sorusunu kendilerine, başkalarına, işverenlere dillendirmemektedirler.

  • Politika Seçimlerini Değerlendirmek için Fikir/Kriterler

Politika Seçimi A: İş ilişkisinin yapılmasında yaş ayırımcılığının açık bir kanuni düzenleme ile yasaklanması

Hukuki bir yasağın uygulanabilirliği ancak hukuki düzenlemenin net bir şekilde kaleme alınılması ile mümkündür. Yaş ayırımcılığına ilişkin etkin mücadelede kanun hükmünün değiştirilmesi “yasallık kriteri” ve “uygulanabilirlik kriteri” bakımından çözüm oluşturmaktadır. Yasağın ihlalinin yaptırıma bağlanması “caydırıcılık kriteri” bakımından da tesirli olacaktır.

Politika Seçimi B: İş ilişkisinde yaş ayırımcılığı yasağının ihlali halinde yaptırımların güçlendirilmesi

İşverenin yaş ayırımcılığı yasağına aykırı bir davranışı halinde işçinin sadece dört aylık ücreti tutarında bir tazminat alabileceğini bilmesi, uğradığı zararı ve çektiği acıyı karşılamayacağı hallerde dava yoluna gitmesine engel oluşturacaktır. Yine Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu kapsamında başvurular sonucu alınan idari para cezaları, düşük kalmaktadır. Bu durumlar da yaş ayırımcılığının yaptırımsız kalması ve ayırımcı uygulamaların devamına sebep olmaktadır. Dolayısıyla, ayırımcılığın etkin bir yaptırıma bağlanması ise “caydırıcılık kriteri” bakımından tesirlidir. Yine yaptırımın kanun değişikliği ile öngörülmesi “yasallık kriteri” de sağlayacaktır. Bu durumda da ayırımcılık tazminatının daha fazla talep konusu olacağı beklentimiz arasındadır. Yani; “uygulanabilirlik kriteri”nin de sağlanması muhtemeldir. Hakim, dört ayla sınırlı kalmaksızın daha yüksek bir tazminata hükmedebilecektir. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu da bu durumda ihlal tespitlerinde 15.000 TL’yi aşan idari para cezalarına hükmedebilecektir.

Politika seçimi C: Yaş ayırımcılığı yasağının anayasal ve kanuni temelleri konusunda toplumsal bilincin artırılması

Ayırımcılıkla mücadelede toplumsal bilincin artırılması, işçilerin haklarını bilmelerine sebep olacak; bu da ayırımcılık halinde işverene talepler yöneltilmesini ve işverenin dava edilmesini sağlayacaktır. Bu durumun “caydırıcılık kriteri” bakımından tesiri kuvvetlidir. “Yasallık kriteri” ile de örtüşen bu politika, yetkin kişi ve kurumlarca verilen bilgilendirmeler ile ayırımcılıkla mücadelede “uygulanabilirlik kriterini” de sağlayacaktır.

Politika Sorusu: Politika Seçimi A: Politika Seçimi B: Politika Seçimi C:
Ülkemizde istihdamda yaş ayırımcılığı ile aktif ve etkin mücadele için neler yapılmalıdır?" İş ilişkisinin yapılmasında yaş ayırımcılığının açık bir kanuni düzenleme ile yasaklanması İş ilişkisinde yaş ayırımcılığı yasağının ihlali halinde yaptırımların güçlendirilmesi Yaş ayırımcılığı yasağının anayasal ve kanuni temelleri konusunda toplumsal bilincin artırılması
Kriter 1: Yasallık Evet Evet Evet
Kriter 2: Caydırıcılık Hayır Evet Evet
Kriter 3: Uygulanabilirlik Evet Muhtemelen Evet
Önerilir mi? Evet Evet Evet
  • Politika önerisi

Politika seçimi A: İş ilişkisinin yapılmasında yaş ayırımcılığının açık bir kanuni düzenleme ile yasaklanması

Yapılması gereken; İş Kanunu’nun 5. maddesinin 6. fıkrasına “iş ilişkisinde” ifadesinden önce “işle ilgili duyurularda” ve “İş sözleşmesinin yapılmasında,” ifadelerinin eklenmesine yönelik bir kanun değişikliği yapılmalıdır. Bu şekilde, işe alımda yaş ayırımcılığı yasağını ihlal eden işveren, ayırımcılık tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. Bu yönde talepler yönünde verilen mahkeme kararları, işverenler üzerinde caydırıcı etki sağlayacaktır.

Politika Seçimi B: İş ilişkisinde yaş ayırımcılığı yasağının ihlali halinde yaptırımların güçlendirilmesi

Yapılması gerekenlerden ilki; İş Kanunu’nun 5. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “dört aya kadar ücreti tutarındaki” ifadesinin kaldırılmasına yönelik bir kanun değişikliğinin yapılmasıdır. Bu şekilde, hakim ayırımcılık tazminatına hükmederken ayırımcılık halini ve sonuçlarını; mağdurun uğradığı zarar ile çektiği acıyı dikkate alabilecek; bir üst sınıra tabi olmadan koşullun özelliklerine göre kararını verebilecektir.

Yapılması gereken bir diğer kanun değişikliği, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda 25. maddede öngörülen idari para cezalarının artırılmasıdır.

Politika seçimi C: Yaş ayırımcılığı yasağının anayasal ve kanuni temelleri konusunda toplumsal bilincin artırılması

Ayırımcılıkla mücadelede toplumsal bilincin artırılması, yetkin kişi ve kurumlar vasıtasıyla yapılmalıdır. Bunun için öncelikle İnsan Kaynakları konusunda hizmet ve danışmanlık veren şirketler, ve büyük şirket ve kurumların İnsan Kaynakları departmanları hedeflenmelidir. Basında işçilerin ayırımcılıkta mücadelede haklarının yer bulması çok önemlidir. Konuya basının ilgisinin çekilmesi, mücadele adına önemli bir adım olacaktır. Bunun dışında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından bilgilendirmeye yönelik çalışmaların yürütülmesi de açıktır ki faydalı olacaktır. Dikkat çekilmesi gereken husus, bilgilendirmenin “hak” düzeyinde yapılmasıdır. Ayırımcılığa ilişkin çalışanların hakları, anayasal dayanak bulmaktadır. Konu salt bir sosyal politika mecrası değildir. Anayasal bir yasağın ihlaline ilişkin toplum bilinci artırılmalıdır.




[1] Ünal, Canan: İş Hukukunda Yaş Ayırımcılığı, On İki Levha: 2018, 10.

[2] Bkz. Ünal, 6-7.

[3] Bkz. Ünal, 7.

[4] Bkz. Ünal, 5.

[5] Bkz. Ünal, 8-9.

[6] Bkz. Ünal, 439, 521.

[7] Bkz. Ünal, 510.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir