65+ YAŞLI HAKLARI DERNEĞİ’NDEN AÇIKLAMA: YASAKLARDA YENİDEN BAŞA MI DÖNÜYORUZ?

  •  
  •  
  •  
  •  
  •   
  •  
  •  

Korona vakalarında artış yaşandığı, salgının hız kazandığı haberleriyle birlikte korktuğumuz oldu:

65+ kesim için, yeniden sokağa çıkma yasakları ve sosyalleşme kısıtlamaları başladı.

Son saydığımızda, otuz ilde 65+ için çeşitli şekillerde yasaklar ve kısıtlamalar getirilmiş durumda.

Kimi illerde 10.00-17.00 arası sokağa çıkma izni var; kimi illerde, 17.00-24.00 arası yasak; kimi illerde ise  08.00-10.00 ve 16.30-19.30 arası toplu taşıma aracı kullanma kısıtlaması…

Ayrıca, 65+ kişilerin -bazı istisnalarla- düğün, mevlit vb sosyal faaliyetlere katılmaları, alışveriş merkezlerine, pazar yerlerine, sinema vb kültürel faaliyetlere, spor müsabakalarına girişleri de yasaklanıyor.

İlden ile değişen yasak ve düzenlemeler, uygulamayı izlemeyi zorlaştırıyor. Özellikle yaşlıların, bu ayrıntıları genel bir yasak olarak algılamaları; yeni getirilen para cezaları ve artan polis-jandarma denetimlerinin de etkisiyle toptan eve kapanmaları muhtemel.

Yaşa özgü kısıtlamalar yapmanın salgını kontrol altına almak için gerekli ve yeterli koşul olmadığının, son 4 ayın tecrübesiyle anlaşılmış olduğunu düşünüyorduk. Yanıldığımızı görüyoruz.

Ve 65+ Yaşlı Hakları Derneği olarak, bu gelişmeyi kaygıyla izliyoruz.

Kaygılıyız, çünkü öncelikle:

  • Eve kapanan yaşlıların bilişsel ve fiziksel kapasitelerinin çok zorlandığını, hastalarda demans belirtilerinin doğal seyrinden farklı bir hızda arttığını, hareket yeteneğinin azaldığını gözlüyoruz.

Evet, kaygılıyız, çünkü:

  • Etki ve etkinliği verilerle açıklanmayan, kapsamı ve süresi muğlak kısıtlama ve yasaklar, ölçülülük ve yerindelik açısından 65+ bireylerin temel insan haklarını zedeliyor.
  • Salgını bulaştırma riski çok daha fazla olan gençler ve yetişkinler açısından herhangi bir genel kısıtlama sözkonusu bile değilken, 65 yaş ve üstü

yurttaşları hedef alan bu uygulamalar, “korumacılık” görüntüsü altında, ayrımcılığa dönüşüyor.

  • Ailenin yetişkinleri işyerlerinde düzenli tarama yapılmadan, sabah-akşam toplu taşıma araçlarını kullanarak çalışma hayatına dönmüşken, çocuklar okua gitmeye başlayacakken, yaşlıları eve kapatmanın, onlar açısından asıl bulaş tehlikesini oluşturduğunu görmüyoruz.

Bu düşüncelerle, 65+ Yaşlı Hakları Derneği olarak taleplerimiz şunlardır:

  • Ulusal ve yerel yetkililerin, yaşa özgü kısıtlama ve yasakları gözden geçirmesi, mümkün olan her yerde minimuma indirmesi ya da kaldırması.
  • Korona günlerinde yaşlıların gündelik hayatlarını idame ettirmelerini sağlayacak destek faaliyetlerinin beş aylık tecrübe ışığında gözden geçirilmesi, eksiklerin, yetersizliklerin saptanması ve düzeltilmesi için, salgın daha ciddi boyutlara gelmeden çaba gösterilmesi.
  • Fabrikalar, işletmeler, ve benzeri büyük yerlerde düzenli taramalarla, daha fazla testle, daha düzenli temaslı takibiyle, hastalığı belirtisiz geçirenlerin ya da taşıyıcı olanların belirlenerek, yaşlılar için ciddi risk oluşturan asemptomatik vakaların saptanmasına öncelik verilmesi.
  • Toplum olarak, her yaştan yurttaşlarımızın, virüs bulaşma riskinin hangi koşullarda arttığını öğrenmesi, kendisi ve yakın çevresi için koruyucu önlemleri uygulamasının sağlanması.

65+ yurttaşlarımız salgın boyunca bireysel sorumluluk ve bilincin en iyi örnekleri oldular, bunun karşılığı “ceza” olmamalı.

65+ Yaşlı Hakları Derneği


  •  
  •  
  •  
  •  
  •   
  •  
  •